Propaganda, algı ve kriz yönetimi gibi işler iletişimcilerin ortak uzmanlık alanıdır. Özellikle siyaset alanında bir adayı parlatmak için yapılan propaganda akıl almaz noktalara ulaşabilir. Örneğin; Joseph Goebbels ve Nazi propagandası. Şimdi sizler için seçtiğimiz, içinde bir adayın iletişim illüzyonu sayesinde nasıl “olmadığı biri” gibi gösterildiğini anlatan üç filme göz atalım.
1. Wag the Dog (1997)

Yönetmen: Barry Levinson
Oynayanlar: Dustin Hoffman, Robert De Niro, Anne Heche
Seçimlere çok az kalmıştır. Başkan ve diğer rakipler bir birilerin açığını yakalamaya çalıştığı zamanlardır. ABD tam bu seçkiye hazırlanırken, bir skandal ortalığı karıştırır. Beyaz Saray’ı ziyaret eden kızlardan biri başkanın kendisine cinsel tacizde bulunduğunu iddia edince işler karışır. Başkanın rakipleri bu işe çok sevinirken, başkan kurtulmak için bir yol aramaktadır ancak bu zordur. Danışmanlar, Amerikan halkını Arnavutluk’la aslında var olmayan bir savaşa girildiğine inandırmakta bulurlar. Hikâyeye göre, Arnavutluk ABD’ye saldıracaktır ve başkan kahraman olacaktır.
2. Spinning Boris (2003)

Yönetmen: Roger Spottiswoode
Oynayanlar: Jeff Goldblum, Anthony LaPaglia, Liev Schreiber
Rusya cumhurbaşkanı Yeltsin, seçim kampanyasına yardımcı olmaları için Amerikalı danışmanları işe alır. Ancak danışmanların verdiği tavsiyeler Boris Yeltsin’in yapısına oldukça terstir. Ayrıca Yeltsin’in Amerikalılardan yardım aldığının duyulması danışmanların ortadan kaldırılmalarına neden olacağından, tedirgin bir bekleyiş başlamıştır.
3. The Manchurian Candidate (2004)
http://youtu.be/HGqiVOqxpOo
Yönetmen: Jonathan Demme
Oynayanlar: Denzel Washington, Liev Schreiber, Meryl Streep
Körfez Savaşı sırasında ordusu pusuya düşürülen Astsubay Raymond Shaw, askerlerini ve yüzbaşısı Kaptan Bennett Marco’yu kurtarır. Bir süre sonra Marco, verdiği eğitimlerde, söyleşilerde Raymond’un kahramanlık hikâyelerini anlatmaya başlar. Ancak bir taraftan öldürülen Amerikan askerlerinin, Irak askerleri tarafından ele geçirilmiş olmalarına dair soru işaretleri vardır. Belki de Raymond madalyasını hak etmiyordur. Raymond, başkan yardımcılığına adaylığını koyar. Marco, hikâyeyi araştırmaya başladığında baka şeyler açığa çıkar. Gerçekten de Raymond bir kahraman mıdır yoksa toplum, onun bir kahraman olduğuna inandırılarak Beyaz Sarayı ele geçirmek uğrunda bir tür beyin yıkamasından mı geçirilmektedir? Manchurian Global şirketindeki bazı çok güçlü kişiler, bu gerçeğin keşfedilmesine dair umutsuz bir görüntü sergilemektedirler.
Keyifli seyirler…